Sevgili okurlar, geçtiğimiz günlerde yapılan birTBMM oturumu, CHP Grup Başkanvekili sayın Gökhan Günaydın’la, AKP Grup Başkanvekili Sayın Özlem Zengin’in karşılıklı tartışmalarına sahne oldu.
Tartışma konusunu kamuoyu açısından dikkate değer bulduğumdan sizlerle paylaşmak istedim.
Gökhan Günaydın’ın,
AKP’li yakınlarının sınavsız, mülakatsız işe alınmalarını eleştirerek “Bundan hiç mi utanmıyorsunuz?” demesi üzerine AKP’li Özlem Zengin ” Evet utanmıyoruz, gurur duyuyoruz yaptığımız işten” diyerek gerçekte konumuna yakışmayacak bir cevap verdi. Bildiğim kadarıyla sayın Zengin üç çocuk annesi bir kişi. Dinimizin haram kıldığı ve ortalama insan vicdanının reddettiği, tamamen kul hakkına giren böyle bir konuda verdiği cevap için kendilerini şiddetle kınıyorum.
Gerçeği söylemek gerekirse aslında bu cevabın biraz da kişisel iradesini kullanamamaktan kaynaklanan bir acizlik işareti olduğunu kabul etmek gerekir. Malum ya, ülkemizde tek kişinin sözünün geçtiği ucube bir yönetim şekli bulunmaktadır. Bu noktada rahmetli Sırrı Süreyya Önder’in yıllar önce yine Özlem Zengin’e hitaben AKP hükümetine yönelttiği ironik eleştirisi aklıma geldi.
Sırrı Süreyya Önder aynen şöyle demişti” Hükümet üyeleri, Başbakan ve Sayın Cumhurbaşkanı yaptıkları konuşmaları Allah bizi utandırmasın diye bitiriyorsunuz, Allah duanızı kabul etti ve utanma duygunuzu elinizden aldı. Keşke başka dilekte bulunsaydınız.”
Bu tesbit ve dilek tam da rahmetlinin nüktedanlığına yakışan bir tavırdı. Mekanı cennet olsun.
Değerli okurlar AKP’li Hükümetlerin yirmi üç yıllık iktidarları dönemlerinde şöyle bir anı gezintisi yaparsak; bu ülkeye ne kadar da çok yüz kızartıcı, utanılacak olaylar yaşatıldığı hatırlanacaktır. Demokrasi, hak, hukuk,adalet ve vicdan kıstaslarına değer veren başka bir ülkede; bizim ülkemizde olanların bir tanesi bile yaşansa bugün o ülkeyi yönetenler ve partilerinin yerlerinde yeller eserdi.Bizde ise bırakın hükümetin istifasını, bir tane sorumlu siyasetçi ve burokratin istifasını hatırlayan var mı?
Bir taraftan da sayın cumhurbaşkanının besleyip büyüttükleri Feto darbesinden sonra ” Aldatıldık, halkımdan özür dilerim ” diyerek itirafta bulunması da AKP yönetimlerinin her konuda bir sürü kusur işleme ve zafiyet içerisinde olma potansiyelinin varlığını kabul etme anlamına geldiği açıktır.
Geldiğimiz noktada vatandaşın en büyük sıkıntısı geçim derdi. Dar gelirlilerin zam oranlarını düşük tutmak için hükümetin güdümünde olan TÜİK’in enflasyonu, gerçeğinin çok altında tesbit etmesi uzun yıllardır devam ediyor. Gelir dağılımı o kadar bozuldu ki toplumun yaklaşık yüzde sekseni çoluğunu çocuğunu besleyememektedir. Örneğin: Açıkladıkları fert başına düşen yıllık 17.800 dolar gelirin hangi yoksulun hayat standardına bir kuruşluk katkıda bulunmuştur?
Bu güne kadar, asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığına ve birçok ücretlinin aylık gelirinin de tek başına kiraya bile yemediğine şahit olmamıştım. Ama günümüzde bu hazin durum bir çoğumuzun acı gerçeği maalesef…
Bu ülke AKP’den önce de ekonomik krize girmişti. Ama bu kadar uzun sürenine ve ne zaman nasıl biteceği bilinmeyenine de ilk defa günümüzde şahit oluyoruz.
Aylar yıllar hızla ilerliyor . Önümüzdeki seçim tarihi her geçen gün daha da yaklaşmakta.
Acizane devleti yönetenleri; artık halkın gerçeklerini görmeye, seçmeni de sağduyu ve sorumluluk içinde oy kullanmaya davet ediyorum.
