Sevgili dostlar, yeri geldiğinde hani sık sık söylenir ya “İnsan bal yese baldan bıkar. ” Yediği; Siirt’in, Hakkari’nin, Van’ın karakovan balı bile olsa. Hangi yaşta,hangi konforda olursa olsun, insanoğlunun yaşamı boyunca en çok yakındıkları şeylerden birisi de hayatın tek düzeliğidir.
İnsanın doğumundan ölümüne kadar geçen sürede ne yazık ki Tanrı herkese aynı bonkörlükle yaklaşmamıştır.
Bu gerçek ortadayken ne yapmalıyız ?
İçimize kapanıp, karalar bağlayarak yolun sonunun gelmesini mi bekleyelim? Az veya çok dertlerimizle başbaşa kalarak hayatı kendimize zindan mı edelim? Bu girdaba yakalanmamak için olanaklar çerçevesinde yaşamı, ufak dokunuşlarla biraz renklendirmek gerekiyor. Bunun için de kafa dengi dostlar edinip, tatlı istisnalar yaratarak tekdüze hayatın dışına taşabilmeliyiz.
Örneğin bizler Alanya’da hayata olumlu bakan birkaç arkadaşımızın fikir babalığı sayesyinde bir grup oluşturarak “Sahilde Çarşamba Geceleri” adı altında bir organizasyon düzenledik. Diğer insanların sahilden ayrıldığı akşam saatlerinde grubumuzdan herkes olanakları ölçüsünde yiyecek, içecekleriyle gelerek tam denizin kenarında toplanırız. Maharetli arkadaşlar masa dizaynı, aydınlatma, servis düzeniyle ilgilenirler ve zevkle hazırlanmış masa etrafinda yerllerimizi alırız.
Alanya/ Mahmutlar sıcaktan kavrulup, yüksek nem dolayısıyla nefesler kesilirken insanın tenini tatlı tatlı okşayan sahil esintisi bizler için bulunmaz bir nimettir. Denizin sahile vuran dalga sesi, bir bebeğe söylenen ninni kadar mutlu eder bizleri. Hele bir de gökte ay, denizde yakamoz oluştuysa doyumsuz bir huzur sarmalar ruhlarımızı.
Değerli kanuni Mehmet arkadaşımızın kanunla, sevgili oğlu Yankı’nın darbuka icraatları eşliğinde söylenen şarkılarla yeme içme faslına geçilir. Herkesin tercih ve kapasitesine göre vali, kaymakam, başçavuş, muhtar ve hatta benimki gibi kizir tokuşturmalarıyla ortam tam bir cennet bahçesine dönüşür. Herkes kendi içinde yaşar cennetini. Kimi neşesiyle, kimi gamı kederiyle iç içe…Saatler nasil geçer, zaman nasıl akar anlayamazsınız.
Gecenin geç saatlerinde evlere dağılmak için toparlanma zamanı gelmiştir. Toparlanma derken öyle hafife almayın sakın. Masa, sandalye, tabak, çanak derken mütevazi bir evi taşıma kıvamındadır bizim sahilden taşınmamız. İşte bizim grubun her hafta düzenlediği Çarşamba akşamları, yaşamın tek düzeliğine bir baş kaldırıştır.
