Yabancısı olduğumuz konularla ilgili zor bir sınavı başarmak için geliriz bu dünyaya. Bizim kuşak, ondan öncekiler ve ondan birkaç nesil sonrakiler gibi. Az verip hep daha çoğunu isterler insandan. Çocukluk yılları höllükte belenen, tahta beşikte tıngır mıngır sallanan bebeklikle başlar. İçine düşülen ortam tam da cehaletin kendisidir. Devletin ilk mektebi ile birlikte kuran kursuna da gidilir. Sevgiye, ilgiye hasret büyürsün. Çocukça tavırlar göstersen bile, bir tarafta tahta metre, diğer tarafta kuşburnu çubuğu üzerinden hiç eksik olmaz. Anne çok istese de babanın, kaynananın yanında, baba ise kendi büyüklerinin yanında çocuğunu sevemez, kucaklayamaz. Bunları yapmaya kalkarsa çok ayıplanır.
Şunu kabul etmek gerekir ki kuran kursunda dini bazı temel bilgileri verirlerken, Allah sevgisi yerine ondan korkmayı nakşederler zihinlere. O yaşlarda günah ve cehennem korkusuyla yaşatırlar insanı. En garibi de büyükler çocuklara yasakladıkları şeyleri yapmayı kendilerine mübah görürler. Çocuğu ve hayvanı döverler, ağaçları keserler, yalan söylerler, komşuluk haklarına tecavüz ederler, dedikodu yaparlar ve daha neler neler.
Biz çocuklar zannederdik ki günah, ayıp ve cehennem sadece çocuklar içindir. Velhasıl birkaç nesil yılkı atları gibi kırda bayırda özgür ve doğru yanlışı ayırt edemeden büyüdük. Bundan 59 yıl önce, üç yıl boyunca hemen hemen tamamı köy ve kırsal kültürden gelen bir sınıf dolusu öğrenci Halkalı Ziraat Okulunda bir araya geldik. Bu uzun girizgahı yapmamın sebebi unutamadığım bir anımı dile getirmek ve söz konusu arkadaşlarımı anmaktı.
Nasıl o konuya gelindi hatırlamıyorum ama birkaç arkadaş toplanarak daha 16- 17 yaşlarında kendimize ömür biçmeye kalktık. Aklımda kalan; memleket birlikteliği nedeniyle sık sık görüştüğüm sevgili Mustafa Dolu arkadaşımın kendisi için seçtiği 2023 yılıydı. 2023 yılı yaklaşırken Mustafa ‘yı arayarak “Arkadaşım 2023 geliyor, yaşam hakkında ne düşünüyorsun” diye sordum.
Biraz tebessüm, biraz hüzün karışık bir edayla “Geçen yıllar bana yetmedi, daha çok yapacaklarım var, 2023′ ü revize ettim ” dedi. Kendisine çok uzun mutlu yıllar diledim.
Ne yazık ki bazı arkadaşlarımız hedeflerine ulaşamadan bu dünyaya veda ettiler. İsimlerini hatırladığım kadarıyla Salim Aksoy, Hüseyin Moralar, Müslüm Gören, Bilal Koç, İbrahim Acıklı, Ali Taşpınar, Vedat ve ölümünden haberdar olmadığım arkadaşları sevgi ve rahmetle anıyorum.
Hayatta olanlara da sağlıklı, huzurlu, mutlu ömürler diliyorum…
Sağlıcakla kalınız…
