HAYATIN RENGİ BİTTİ

H


Çocukluk yıllarımdan hiç unutamadığım anılarımdan birisi de bahçemizde bulunan ağaçlardan kopararak yediğim meyvelerin çok lezzetli oluşlarıydı. Bazılarının yararlılık ömrü sona ermiş, bazıları da kuşlar tarafından yaralı bereli hale düşmüşlerdi. Benim kısmetime düşenler de tam yenecek kıvamda ve kalitedeydiler.
Bu anıyı bugün ben niçin gündeme aldım bilir misiniz sevgili dostlar?
Tanrının işine karışılmaz ama ölüm meleği Azrail de son bir kaç aydır benim bahçemdeki tercihime paralel olarak ülkemizin yararlı ve güzel insanlarına yönelerek onları tek tek aramızdan almaktadır.

Ferdi Tayfur ( ses sanatçısı, oyuncu)
Kahtalı Mıçı ( ses sanatçısı)
Edip Akbayram (ses sanatçısı)
Filiz Akın ( sinema oyuncusu)
Osman Sınav ( film yönetmeni)
Yavuz Top ( halk ozanı)
Volkan Konak ( ses sanatçısı)
Sırrı Süreyya Önder ( senarist, oyuncu, yonetmen ve siyasetci)


Her biri kendi alanlarında uzmanlaşmış, yerleri doldurulamayacak değerli insanlardı. Hiç biri ile tanışıklığım yok ama, sanatı ve estetiği kendine şiar edinen insanların vatana, millete zarar verdiğini hiç duymadım. Literatürümüze yerleşmiş meşhur bir söz vardır. ” Bu dünya iyilerin sayesinde ayakta duruyor.” derler. Bu nedenle iyi bir insan olduğuna inandığım birisinin bu dünyayı terk etmesi beni çok hüzünlendirir.


Renkli kişiliği ve yaşanılanların güncelliği nedeniyle yazımın konusu, 18 gün boyunca bir hastahanenin yoğun bakım ünitesinde tedavi gören, barışın dili, TBMM’si başkan yardımcısı ve DEM milletvekili rahmetli Sırrı Süreyya Önder’in yaşamını kaybetmesi.


Siyasi görüşünü beğenir veya beğenmezsiniz, kendisi politik duruşunu mizahla harmanlayan yetenekli ve kaliteli bir siyasetçiydi. Toplum olarak uzun yıllardır bu sevecenlikte gülen ve güldüren politikacılara hasret kaldığımızı kim inkar edebilir ki?
Kaldı ki başkalarının görüş ve düşüncelerine saygı göstermek insani bir meziyettir. Rahmetli Önder barıştan yana olduğunu vurgular, bu doğrultuda politikasıni da asla gizlemeden toplumun gözü önünde omurgalı bir şekilde sergilerdi. Bir kısım politikacılar gibi, konjonktüre göre politik tavırlarında tutarsızlık yapmazdı. 12 Eylül 1980 darbesini yapan cuntacı komutanlar ve onların yargısı kendisini daha 18 yaşında hapiste yatırarak işkenceye tabi tutmuşlardır. AKP iktidari bile işlerine geldiğinde terorist başı Abdullah Öcalan’ı politik çıkarlarına göre kullandıkları halde Sırrı Süreyya Önder ‘i nevruzda Öcalan’nın mesajını okuyarak terör propogandası yaptığı gerekçesiyle 2018-2019 yılları arasında hapiste tutmuşlardır. Zamanın mahkemeleri böyle uygun görmüşlerdir

Rahmetli S.S Önder Gezi Parkı eylemlerinde, iş makinasının üzerine çıkarak ağaçları koruma cüreti göstermiş ve o anda “Ben ağaçların da vekiliyim” diyerek onurlu bir duruş sergilemiştir.
Kendisinin hastalanmadan hemen önce Beyoğlu’nda gittiği lokantadaki mütevaziliği benim aklımın bir köşesinde hep kalacaktır.
Dilerim herkes bu tavırdan kendine ders çıkarır.
Sevgili kızı Ceren Önder’in babası için yaptığı veda konuşmasında dile getirdiği
“Baba seninle beraber tek kişi gibiydik, Hayatın rengi bitti.
Sen bu dünyada boğazını değil, onurunu besleyerek gidiyorsun.” cümleleri dinleyenlerin yüreğine vurulmuş bir hançer gibiydi.


Merhum Sırrı Süreyya Önder ‘i saygı ve rahmetle anarken, ailesi ve sevenlerine başsağlığı ve metanet diliyorum.

Yorum Ekle