DİYALİZ TEDAVİSİ

D

Sevgili okurlar,

İçinde bulunduğumuz “ORGAN BAĞIŞI HAFTASI” nedeniyle eşimin kaleme aldığı “DİYALİZ TEDAVİSİ” içerikli yazısını sizlerle paylaşmak istedim.

Herkese sağlık ve mutluluk dolu bir yaşam diliyorum. Sevgilerimle 💙

KORKULARIMIZ BAZEN HAYATA TUTUNDUĞUMUZ DALDIR

Diyaliz salonlarından, organ bağışının umuduna uzanan bir yüzleşme hikâyesi.

… Siz hiç korkularınızı sevdiniz mi?

Ben yıllar boyunca, yalnızca adını duymaya bile dayanamadığım bir korku taşıdım içimde: diyaliz üniteleri.

Önünden geçemezdim… Gözüm ilişse başımı çevirirdim. Kalbim sıkışır, nefesim daralırdı. Adeta beynimin içinde bir sis yükselir, beni hayattan koparırdı. Ve sanırdım ki ben, o kapının eşiğinden asla geçemem.

 Ama hayat, insanı en çok kaçtığı yerden sınıyor.

Bir gün öyle bir an geldi ki… o ünitenin kapısı benim de kaderime açıldı.

Diyaliz ünitesinin içinde, sevdiğimin başında buldum kendimi.

Ve orada, sessizce beklerken ⁸ anladım ki korkular,  insanı en önce kendi içine bakmaya zorluyor.

Siz hiç baktınız mı diyaliz ünitesindeki yüzlere?

Her biri başka bir hikâyenin yükünü taşıyan gözler… Kırılgan, yorgun, ama yine de hayata sıkıca asılı…

Metre metre şeffaf hortumların içinde kıpkırmızı kan akıyor; sanki vücuttan ayrılıp bilinmez bir yolculuğa çıkan nehirler…

Dışarıda dolaşıp yeniden cana dönmeye çabalayan hayatın kendisi.

Bazen insanların yüzünde “tükeniş” diye bir gölge olur. Oradaki yüzlerde de var o gölge.

Ama yine de içlerinde bir yerde… sessiz bir direnç taşıyorlar.

O direncin hangi renge yakın olduğunu hiçbir zaman bilemedim:

Umudun mu, umutsuzluğun mu?

Zamanla korkumla yaşamayı öğrendim.

Şimdi haftada üç gün, hayatımızın sükûnetle konakladığı yer diyaliz merkezleri…

Ayakları geri geri gitse de, sevdiğimi umutla uğurluyorum; yüreğim ağzımda, dönüşünün nefesini bekliyorum.

Her seferinde dua ediyorum;

her hasta için…

farklı bir şifa kapısı açılsın diye.

Bir gün… o beklenen nakil şansı doğsun diye.

Ve neden olmasın ki?

Bir hayat bittiğinde, bir başkasının bedeninde neden yeniden filizlenmesin?

Toprağa bırakacağımız bir organ, başka bir cana nefes olabilir.

Yaşam bir emanet değil midir insandan insana?

Artık diyaliz ünitelerini seviyorum.

Çünkü diyaliz demek “Bugün de varım hayat” demektir.

Sevdiğinin elini yeniden elinde tutabilmektir.

Zamana biraz daha eklenebilmek, umuda biraz daha yaklaşabilmektir.

Diyalize mahkum yürekler için, diyaliz çok şey demektir.

Bu emeğin içinde olan tüm çalışanlara gönülden teşekkür ediyorum…

İyi ki varlar.

Ve öğrendim ki:

İnsanın en büyük korkusu, bazen tutunduğu tek dal olabiliyor.

Organ Bağışı Haftası, duyarlılıklarımızı çoğaltsın, sesini büyütsün…

Unutmayalım:

Toprağa vereceğimiz her organ, bir başka bedende yeniden filiz olabilir.

Bir “merhaba” daha doğsun diye…

Sevgiyle ve umutla…💙

Emine Satıloğlu

Yorum Ekle