GÜZEL ÜLKEM

G


Sevgili okurlar, ülkemizin güzelliklerinden bahsederken sık sık şu ibareyi kullanırız.”Aynı anda dört mevsimi bir arada yaşamak.” Bırakın ülkenin bütününü, ekim ayının ortalarında ve bir günde bu gerçeği Alanya’da yaşadım.


Sabah balkona çıktığımda gökyüzünün kara bulutlarla kaplı olduğunu gördüm. Ortam tipik bir sonbahar günüydü.Kuşluk vakitlerinde o yoğun bulut kümeleri ortalıktan çekildi ve güneş kendini göstermeye başladı. Sahile indiğimde günün tam ortasıydı. Birkaç saat önce ortalarda görünmeyen güneş, insan bedenlerini yakmaya, kumsalı ısıtmaya başlamıştı bile. İkindi vakitlerinde pamuk ellerin insan bedenini okşadığı kıvamda bir serinlik kapladı sahili. Güneşin batışıyla birlikte de bu serinlik yerini insanı üşüten akşam esintisine bıraktı. Çoğu insan yavaş yavaş evlerine ve otellerine çekildiler. Kısacası o gün burada sabah eşortman, öğleye doğru tişört, oğlen saatlerinde mayo, akşam kazak- gömlek, gece ise montla bir gün geçirildi.


Dostlarım,her insanın vatanı yaşamaya değer ve kutsaldır.Yukarda demek istediğim bizim vatanımız gerçekten bir başka güzel. Ben bu ülkeyi uğruna kurban olunacak kadar çok seviyorum. Bu ülke topraklarında doğmak bir şans.
Dolayısıyla bu güzel vatanı işgalcilerden kurtarıp,çağdaş bir topluma has devrimlerle donatarak gelecek kuşaklara bırakan gazi Mustafa Kemal Atatürk ve değerli silah arkaşlarına saygı ve minnet duyuyorum. Biliyorum ki art düşünceli bazı gafiller dışında toplumumuzun büyük coğunluğu da aynı duygu ve düşüncedeler. Umarım o istisnalar da bir gün sağduyu ve vicdanlarının sesini duyarak doğru yolu bulacaklardır.


Atalarımızın bedelini kanlarıyla ödedikleri bu topraklara ihanet etmek kimsenin haddi ve hakkı değildir. Yer altı ve yer üstü zenginliklerimizi titizlikle korumak; başta ülkeyi yönetenler olmak üzere herkesin görevidir. Bu değerlerimizi hovardaca heba etmek ayıp ve günahların en büyüğüdür.
Değerli okurlar ben burada çoğunluğu Rus ve Ukraynalı olan turistlerin hal ve hareketlerini gözlemliyorum. Alanya’da bulunmaktan çok mutlu oldukları her hallerinden belli. Çevrede gördükleri yeşilin her tonunu, meyveye durmuş narenciye ağaçlarını; bazen çılgın, bazen de oldukça sakin denizi, güneşi, kumu, arkamızdaki yüksek dağlari telefonlarıyla resmederek, videoya alarak mutluluklarını memleketlerine taşıyıp, dostlarıyla paylaşmaları bizleri mutlu ediyor. Bu ülkeye sahip olmaktan bir kez daha gurur duyuyoruz.


Onlarla birlikte ortak üzüntümüz, bu güzelliklerin daha fazlasının yoğun ve çirkin yapılaşmalarla yok edilmiş olmasıdır. Maalesef bu hoyratlık yurdumuzun genelinde büyük bir yaradır.
Dilerim ki bir gün, betonun değil doğanın renginin ağır bastığı bir ülke oluruz. Çünkü bu topraklar, korumayı bildiğimiz sürece bize cennet kalacak.

Yorum Ekle