BU ÜLKEDE BİZ DE VARIZ!

B

Sevgili okurlar, ülkemizde 1946 yılında çok partili döneme geçilmiştir. 1970’li yıllardaki Bülent Ecevit- Necmettin Erbakan koalisyonları dışında geçen 79 yıl boyunca ülkemizi sağ ve muhafazakar iktidarlar yönetmektedir. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ve ABD ambargosu nedenleriyle bu koalisyon dönemi ekonomik ve siyasal olarak çok sıkıntılı geçmiştir. O yıllar zaten emperyalist güçlerin de körüklemesiyle yaratılan sağ-sol çatışmalarının doruk noktasında yaşanmış ve aynı havayı soluyan, aynı sudan içen kardeş gençlerimiz sırf ideoloji uğruna birbirlerini katletmişlerdir. Bunu bahane ederek Genel kurmay başkanı Kenan Evren yönetimindeki komutanlar 12 Eylül 1980 tarihinde darbe yaparak yönetime el koymuşlardır. Siyasi partiler dahil kör topal yürüyen demokrasinin diğer unsurları kapatılıp, faaliyetlerine son verilmiştir. Liderler sürgüne gönderilmiş, onlarca genç hakkaniyeti tartışılır yargılamalardan sonra, idam edilerek hayatlarına son verilmiştir. Bir kısım halkın tepkisi üzerine Kenan Evren idam edilenler için” Ne yapalım, asmayalım da ömür boyu besleyelim mı?” şeklinde sadistçe bir beyanda bulunmuştur.


Kısacası bu dönem siyasi hayatımızın en karanlık evrelerinden birisi olmuştur. Darbeciler, din tacirliği yaparak dindarlara, her köşeye gereksiz Atatürk büstü dikerek de Âtatürkçü ve sekülerlere yaranmaya çalışmıştır. Aradan 45 yıl geçmesine rağmen, bugün ülkemizde gerçekten entellektüel insan yetersizliği çekmemizin en büyük nedeni 1980 ihtilalidir. Partilerin çok, ancak demokrasimizin cüce kaldığı o yıllarda bile hiçbir parti ve yöneticileri ayan beyan ülkemizin kuruluş ve kurtuluş felsefesine dil uzatmamıştır.


2000’li yılların hemen başında ülkemizde yaşanan siyasi ve ekonomik krizler, parça bölük koalisyonlardan sonra seçime gidilmesi neticesinde Recep Tayyip Erdoğan yönetiminde kurulan yeni parti AKP oyların %34,28’ini almasına rağmen 363 milletvekili çıkararak tek başına iktidara gelmiştir. Yorucu geçen siyasi dönemlerden sonra halkın üçte biri, onlarda bir umut ışığı görmüştür.
Ne var ki; AKP’nin 23 yıllık iktidarları döneminde ülkenin başına gelmemiş badire kalmamıştır. “Askeri vesayeti bitirerek, darbeler dönemlerini kapadık” söylemlerine rağmen, bu defa ülkeyi beraber yönettikleri paralel yapı Fetullah Gülen cemaati,nhbunlara karşı darbe yaparak, askerimizi ve sivil insanlarımızı birbirlerine kırdırmışlardır.Günümüzde CHP’li belediye başkanlarına ve onların yol arkadaşlarına yapılan haksız içerikli sivil darbeler de ülkemizin kanayan bir yarası haline gelmiştir.
23 yıldır tek başına iktidarda olan bu beyefendiler iktidara gelirken, ne vaat ettilerse iktidardayken tam tersini yaptılar. Bitireceğiz dedikleri yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar hat safhaya çıktı. Atatürk ve devrimlerine düşmanlık açık açik savunulur hale geldi. Atatürk’e hakaret edenler ve hatta şeriat şeriat diyenlerin adeta sırtları sıvazlandı. Milli bayramlarda bile kurucu önderimiz Atatürk’ün adı anılmaz oldu. Ülkeye ihanetleriyle tarihe geçen Osmanlı’nın son padişaları Abdülhamid ve Vahdettin’ i kendilerine idol olarak benimsediler.Gereksiz bir Arap seviciliği ve sorgulanamaz aşırı muhafazakarlık politikalarının temel unsuru haline getirildi. İktidara gelmeden önce gireceğimizi söyledikleri Avrupa Birliği bugün hayal oldu.


Sayın okurlar özetlemeye çalıştığım bu girizgahtan sonra demek istediğim; bizim kuşak da dahil birçok neslin, Atatürk devrimlerine sadık tam demokrasiyi içine sindirmiş sosyal demokrat bir iktidar görmeden ömürleri geldi de geçiyor bile. Ben kendi payıma ülkemizin içinde bulunduğu bu ortamda ölürsem gözlerim açık gidecektir. Yakın gelecek için ülkemiz adına güzel beklentiler içerisindeyken Özgür Özel gibi genç ve dinamik bir politikacı CHP’nin başına geçti. Ufak tefek eleştirilere rağmen kendisinin partililer hatta diğer partililerin bir kısmı tarafından başarılı bulunduğu açıktır. Bunu gören AKP’nin halkın iradesine saygı göstermeyerek CHP’yi bölüp parçalamak, yok etmek için ne yaptıklarını hepimiz gözlerimizin önünde izliyoruz. Dillere destan olmuş yolsuzluklar için adaletin kılıcı onlara hiç dokunmuyor ama CHP’nin belediye başkanları ve diğerleri ortada doğru dürüst iddianame yokken bile hapse tıkılıyor. CHP’nin ekmeğini yiyen bazı omurgasızlar tehdit, baskı ve uydurma ifadelerle kendi çıkarlarını, ülke ve parti çıkarlarının önünde tutarak AKP’nin amaçlarına payanda oldular. Başta da yıllarca partide bir başarı yakalayamayıp, her defasında cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi oyunlarına gelen CHP ‘nin siyaset ağaları ve koltuk sevdalıları gelmektedir. Halbuki bu zamanda yapılması gereken şuydu:
Uzun zamanlardan sonra tünelin ucunda bir ışık görünmüşken parti içi çatışma ve şahsı çıkarları birtarafa bırakarak tek vucut olup erken seçimi zorlamak ve AKP’ yi iktidardan düşürmekdi. Dolayısıyla da CHP iktidarına olanak sağlamaktı.
Aksine kendilerine umut bağladığımız bir kısım doyumsuzlar tam tersini yaparak çoğunluğu hayal kırıklığına uğratmışlardır.
Tutumunuz böyle devam ederse yazıklar olsun sizlere…
Türk toplumunun Atatürkçü ve demokrasiyi arzulayan kesimi sizlere hakkını helal etmeyecektir, bu böyle biline…

1 Yorum