Sevgili okurlar, ormanlar bir ülkenin doğal zenginliklerinin en başında gelir. Ülkemizin toplam alanının % 29’u ormanlarla kaplıdır. Bu konuda dünyadaki durum dikkate alındığında Türkiye’mizin yeterli orman varlığına sahip olduğu söylenemez. Özellikle çam cinsi, iğne yapraklı olanlar esas alındığında ağaçların yetişerek orman haline gelmesi çok uzun yıllar almaktadır. Son zamanlarda bilim insanları gelecekte dünyada iklim krizi yaşanacağından söz ediyorlar. Ormanların varlığı iklim şartlarını olumlu yönde etkilemektedir. Dolayısıyla devlet ve tek tek bireyler olarak mevcut ormanları gözümüz gibi korumak ve mevcutları artırmak için çaba göstermeliyiz. Ne yazık ki bu işlevin ülkemizde yeterince yerine getirildiği söylenemez.
Ülkemizde her yıl meydana gelen yangınlar nedeniyle binlerce hektar orman yok olmaktadır. Örneğin 2022 yılında 12384 hektar orman yanıp kül olmuştur. Bu yıl da olanca hızıyla devam eden yangınlar hepimizin yüreğini dağlamaktadır.Orman yangınlarının en başta gelen nedenleri, bazı vatan hainlerinin kasten çıkarmalarıyla dikkatsizlik ve cehaletten kaynaklanmaktadır. Ülkemizdeki tüm ormanların gözetimi devlete aittir. Devlet ormanların mülkiyetini devredemez.Birçok insan gibi ben de Karadeniz Bölgesinin bir orman köyünde doğdum ve belli bir yaşa kadar orada yaşadım. Sert kış şartlarında ısınma ihtiyacını ormanlardan elde ettiğimiz odunlarla sağlardık. Bilinçsizce ormanlarımıza çok zarar verdik. Bu yıl yaptığım ziyarette insanların bu konuda daha duyarlı olduklarını ve ormanların eskiye nazaran daha da gürleştiğini görmek beni mutlu etti. O zamanlar devlet ormanları korumak için çok hassas davranırdı. Devlet memuru statüsündeki ormancı dediğimiz görevliler yaya veya at sırtında gün boyu ormanlarda tur atarlar ormana zarar verenleri yakaladıklarında malzemelerine el koyarak suçlulari ilgili mercilere şikayet ederlerdi. Hatta o tarihlerde bölge halkının geçim kaynaklarından keçi beslemeyi ormanlara zarar veriyor diye yasaklamışlardı.
Günümüzde ise, Muğla Akbelen ormanlarında işlenen ağaç katliamı yeşili ve doğayı seven her insanı ziyadesiyle üzmektedir. Eskiden ormanları keçilerden bile koruma hassasiyeti gösteren devlet, bu gün kömür alanı açmak için ağaç kesen rant ve para düşkünü insanları korur hale gelmiştir. Hem de toplumun bağrından çıkan mehmetcik ve polis gücünü kullanarak. Dört yıl için yüz yıllık ağaçlar yok ediliyor. Neymiş efendim, AKP’nin gözde firmalarından Limak Holding ve IC Holding ortak iştirakı YK Enerji’nin maden sahası genişletilecekmiş. Basından takip ettiğim kadarıyla, başta bazı sendikalar ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere 308 kurum ortak basın açıklaması yaparak, çevreci ve köylülerin sürdürdüğü mücadeleye destek vermektedirler. Ancak ağaç kıyımı asker ve polisin korumasında birkaç gündür sürdürülmektedir. Ağaçlar kesilmesin diye mücadele veren insanların üzerlerine aşırı bir şekilde biber gazı ve tazyikli su sıkıldığı,sözlü ve yazılı basında yer almaktadır.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu, CHP milletvekilleri Mahmut Tanal, Mustafa Sarıgül ve yazar-müzisyen Zülfü Livaneli’de kesime direnenlere destek için olay mahalline gitmişlerdir.
Değerli okurlar orman varlığının iklim olayları için büyuük önem arz ettiğini belirtmiştim. Son günlerde yaşanan aşırı sıcaklar için Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonia Gutters duyarlılık göstererek bakınız.nasıl bir benzetme yapmış.” Bu, gezegen için felaket, korkunç bir şey ve sadece başlangıç. Artık küresel ısınma çağı sona erdi. Küresel kaynama çağı geldi.”
Hepimiz gelip geçiciyiz.Çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği için doğamızı korumada aşırı hassasiyet göstermek zorundayız.Tanrının bize bahşettiklerine bu kadar hor davranmamalıyız.
Yalova’da köşk yapılırken bir ağacın kesileceğini duyan Mustafa Kemal Atatürk”ün “0 Ağacı kesmeyin köşkü kaydırın” talimatı üzerine gerçekten de köşk inşaatının kaydırılarak bir ağacın kesilmekten kurtarıldıģını bu vesileyle herkese hatırlatmak isterim.
Bugün o ağaç 405 yaşında…
