DEVLETİMİZİN ASLİ GÖREVİ

D

Sevgili okurlar, bizim çocukluk dönemlerimizde de kutladığımız Yerli Malı ve Tutum Haftasında her öğrenci kendi çapında leblebi, üzüm, fındık gibi kuruyemişler yanında, yörede yetişen meyvelerden bir miktar sınıfa getirirdik.  Çok net hatırlıyorum köyümüzün sembol meyvesi  ahlatın (yabani armut) fırında kurutulmuşu olan ve adına fırıç dediğimiz meyveyi getirmeyi hiç ihmal etmezdim. Bu meyve şehirli  memur çocuklarının tanımadığı ve severek yedikleri bir üründü. Kutlama sırasında getirdiğim fırıçları onlar yer, ben de onlardan defter, kalem alırdım. Kutlamalarda öğrenciler tarafından temin edilen bu malzemeler ortaklaşa tüketilir ve öğretmenimiz bize tarımsal üretimde kendi kendine yeterli olmanın önemini anlatırdı. 

Ülkemiz  gerçekten  de uzun  yıllar tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten bir ülkeydi. Ne yazık ki zamanla artan  nüfus, köyden  şehre kontrolsüz göç ve iktidarların planlı bir tarım politikaları olmaması nedeniyle günümüzde  hem tahıl hem de hayvancılıkta ithalata dayalı bir  ekonomi haline geldik. Halbuki Türkiye’nin tarım sektörü büyük bir potansiyele sahip olmasına rağmen bu olanaklar yeterince  kullanılamamıştır. Aksine son zamanlarda yapılan tarımsal ithalat ülke ekonomisi için  önemli bir gider kalemi haline gelmiştir. Yine plansız ve programsızlık nedeniyle tarımda arz talep dengesi sağlanamamıştır. 

Hepimiz biliriz  ki bazı ürünler zamanından önce  yetiştirilerek pazara sürülür. Fiyatı oldukça pahalı olan bu ürünlere turfanda denir ve herkes alıp yiyemez. Zamanımızda meyve, sebze fiyatları  o kadar arttı ki mübarekler zannedersin  hepsi  turfanda. Halkımızın büyük  çoğunluğu bu temel  gıdaları mevsiminde bile alıp tüketmekte zorlanıyor.

İşte tarım ve hayvancılığın başına 

” Paramız var ki ithal  ediyoruz” zihniyetiyle iş yapan insanları getirirsen sonuç maalesef böyle oluyor. Ülkeler sanayide ister çok gelişmiş, isterse az gelişmiş olsun tarım ve hayvancılık asla ihmal edilmemelidir. Bu alan dünyada en stratejik alan olup, insanoğlu var oldukça önemi giderek  daha da artacaktır. Örneğin günümüzün sanayii ve teknolojide gelişmiş  ülkeleri ABD, Rusya, Çin ve  Kanada dünyaya tahıl ihracatı yapmaktadırlar. Konya ilimiz büyüklüğündeki Hollanda’nın tarım ve hayvancılıktaki gelişmişliği herkesçe bilinmektedir. 

Hayatta olanlara uzun ömürler  diliyor, ölenleri rahmetle anıyorum. Bazıları Amerika Birleşik Devletlerinde eğitim görmüş Halkalı Ziraat okulundaki öğretmenlerimiz bunları bize öğretmişlerdi. Bu noktada şunu da belirtmek isterim  ki cumhuriyetimizin her alandaki sınırsız kazanımları bizler  için  öğünç kaynağı olmuştur.

Kısacası çoğunluğu mamül madde ihracatçılarının ihtiyaçlarına yönelik kaliteli un üretiminde kullanılsa da bugün Türkiye buğday ticaretinde ithalatçı  konumundadır. 

Değerli okurlar çok yakın tarihte gerçekleştirdiğim memleket ziyaretini kara yoluyla yaptım. Amasya ve Tokat gibi toprağı verimli illerimizde gördüklerim ülkem adına beni çok mutlu etti.  Büyük  Atatürk’ün deyimiyle milletin efendisi köylülerimiz tarlalarında ekilmemiş boş alan bırakmamışlar.Buğday, arpa,mısır, ayçiçeği, sebze ve meyve ne ararsan bolca var. 

Gerek girdi desteği, gerek kredi, gerekse pazarlama kolaylığı sağlama yönünden devletimizin bu çalışkan  insanlara yapabileceği azami desteği vermesi gerekmektedir. Geçmişte  yapılan hata ve noksanlardan ders alınmalıdır. Devletin tarım ve hayvancılık alanında her il ve ilçede teşkilatları vardır. Atıl bir vaziyette işsiz bekleyen binlerce ziraat mühendisinin olduğu bilinmektedir. Devlet organlarının en kısa sürede bürokratik anlayış ve hantal yapıyı terk ederek çiftçimizin yanında olup, onlara yeterli maddi ve manevi destek  verilmelidir. Bu alanda herkes akılcı ve organize  davranarak  üzerine düşeni yaptığında Türkiye’nin tekrar tarım ve hayvancılıkta kendine yeten hale geleceğine inanıyorum.Aksine, Ukrayna’nın esir düşmüş gemilerini beklemek ve Güney Amerika Ülkelerinde yetişmiş eti damak tadımıza uymayan sığırlarını ithal etmek hiç de Türkiye’ye yakışmamaktadır.

Ayrıca şunu da özellikle  vurgulamak istiyorum. Bazı nedenlerle ülkeler arası sürtüşmeler ve savaş nedenleriyle paran olsa da, ki o da bizde yok bazen ithalat yapılamıyormuş.

Yazılı ve görsel basından, yazımda bahsi geçen illerdeki çiftçilerimizin ürünlerini bu günlerde Toprak Mahsulleri Ofisine teslimde büyük zorluklar yaşadıklarını öğrendim. Bu emektar insanlarımızın işlerinin kolaylaştırılması ve daha ucuz fiyatlarla tüccarlara mahkum edilmemesi devletimizin asli görevidir.

Yorum Ekle